Alışveriş Psikolojisi

– aslında bakarsan beni mutlu eden şeyler paraya çok bağlı şeyler değil… temel ihtiyaçlarım karşılandığı sürece pek birşey aramıyorum… teknik ihtiyaçlarım dışında…

– parayı icat eden kişi yüzünden materyalist olunabiliyormuş demek ki…

– paranın satın alabildiği şeyleri değil, paranın satın alabildiği şeylerin kendisine ifade edeceği şeyleri ister insan… bu ifadeler bende çoktan öldüler sanırım…

– insan kendine birşey ifade eden şeyleri parayla satın almaz mı zaten?

– hayır… anlamları kendin yüklersin…

– birşeyi satın aldıktan sonra anlam mı yüklersin ben bunu bunun için aldım diye?

– hayır… anlam yüklediğin için satın almak istersin…

– anlam yüklemek ile sana birşey ifade etmesinin arasındaki fark nedir?

– sana birşey ifade etmesi, senin anlam yüklemenle başlar…

– birşey ifade etmesi senden bıraktığı iz gibi birşey midir?

– hayır… uç bir örnek vereceğim… mesela… evine jakuzi isteyen bir kadın düşün… jakuzinin yaptığı masaja sağlık için ihtiyaç duyuyor olabilir… buna birşey denemez… ama bunun ötesinde, “ahah şekerim evimde jakuzi var, ben lüks ve harika bir kadınım çok değerliyim kleopatrayım” anlamını, aslında düzgün oyulmuş bir taş yığını ve su püskürtme motorunun estetik birleşiminden başka birşey olmayan gerece kadın yükler… bu anlamı gerçek yükleme sebebi, kendi kendini onaylayamamasıdır; “jakuzi” tarzında bir hayat sayesinde çevre tarafından onaylanacak biri haline gelmiş olduğunu düşünecek ve içindeki boşluğu yamamış olacaktır… jakuzi, bir bütünün küçük bir parçasıdır… ve bu anlamı yüklediği için, yüklemiş olduğu anlamı deneyimlemek için jakuziyi almak ister… aldığında, kendi kendine yarattığı bir anlamı kendi kendine deneyimleyerek “mutlu olur”… kulağını diğer taraftan göstermek bu kadar uzun olamazdı… ve mutluluk ile arasına bir sürü perde çekmiş bir insan haline bu kadar başarılı gelinemezdi…

– kısaca bilinçli ile bilinçsiz tüketici psikolojisi yani…

– paranın satın alabildiği şeyleri değil, paranın satın alabildiği şeylerin kendisine ifade edeceği şeyleri ister insan… ve ifadeleri nesnelere yükleyen tek öğe, insanın kendisidir… insan, bu ifadeler insanın içinde ortadan kalkacak olursa, temel ve teknik ihtiyaçlar dışında paranın alabileceği şeylerin hiçbirşeyi aramaz olur insan… hayatında bu ifadeler dışında hiçbirşey olmayan bir insanın bunu deneyimlemesi, sonsuz bir boşluk hissi ve bunalımla sonuçlanır… hayatına sanatı katabilmiş bir insan, biraz daha şanslıdır ve sanatına adar kendini, kendisine kalmış tek anlam bu olduğu için… aslında ruhun aradığı şey direkt olarak materyaller veya sanat değildir… sadece kendini bilmek, deneyimlemek ve ifade etmektir… kendi olarak kendini ifade edebilen bir ruh, esir olmadığı sürece, huzuru bulabilir…


Posted

in

by

Tags:

Comments

Leave a comment